Sınav Kelimeleri Ders 4

Sınav Kelimeleri Ders 4
Sınav Kelimeleri Ders 4
Inessential

İngilizce Anlamı: Not needed

Türkçe Anlamı: Gereksiz

Örnek Cümle
Please stop talking about inessetial issues.
Lütfen gereksiz konular hakkında konuşmayı bırakın.

Irrelevant

İngilizce Anlamı: Not useful or not relating to a particular situation, and therefore not important

Türkçe Anlamı: İlgisiz, alakasız

Örnek Cümle
We're focusing too much on irrelevant details.
Alakasız detaylar üzerinde çok fazla duruyoruz.

Elective

İngilizce Anlamı: An elective position or organization is one for which there is an election

Türkçe Anlamı: Seçime ait, seçimle ilgili

Örnek Cümle
There are 34 elective seats in the National Assembly.
Millet meclisinde 34 tane seçim koltuğu vardır.

Advisory

İngilizce Anlamı: Having the purpose of giving advice

Türkçe Anlamı: Tavsiye niteliğinde, danışmayla ilgili

Örnek Cümle
I was employed in a purely advisory role.
Tamamen danışman rolünde işe alındım.

Injudicious

İngilizce Anlamı: An injudicious action, remark etc is not sensible and is likely to have bad results:

Türkçe Anlamı: Akılsız, düşüncesiz

Örnek Cümle
He has apologized for his injudicious remarks.
Düşüncesiz sözleri için özür diledi.

Adequate

İngilizce Anlamı: Enough in quantity or of a good enough quality for a particular purpose

Türkçe Anlamı: Yeterli

Örnek Cümle
The company has yet to provide an adequate explanation for its actions.
Şirket henüz faaliyetleriyle ilgili yeterli bir açıklama sağlayamadı.

Consistent

İngilizce Anlamı: Always behaving in the same way or having the same attitudes, standards etc

Türkçe Anlamı: İstikrarlı, tutarlı

Örnek Cümle
He's the team's most consistent player.
O takımın en istikrarlı oyuncusudur.

Successive

İngilizce Anlamı: Coming or following one after the other

Türkçe Anlamı: Birbirini izleyen, peşpeşe

Örnek Cümle
Successive governments have tried to deal with this issue.
Birbiri ardına hükumetler bu konuyu çözmeye çalıştılar.

Collective

İngilizce Anlamı: Shared or made by every member of a group or society

Türkçe Anlamı: Müşterek, ortak

Örnek Cümle
We should have a collective responsibility for the environment
Çevreyle ilgili ortak bir bilince sahip olmalıyız.

Respectable

İngilizce Anlamı: Someone who is respectable behaves in a way that is considered socially acceptable

Türkçe Anlamı: Saygın

Örnek Cümle
Put a tie on - it'll make you look more respectable.
Bir kravat tak. Seni daha saygın gösterecektir.

Refrain

İngilizce Anlamı: To not do something that you want to do

Türkçe Anlamı: Kendini tutmak, sakınmak

Örnek Cümle
Please refreain smoking in this area.
Lütfen bu alanda sigara içmekten sakının.

Prevent

İngilizce Anlamı: To stop something from happening, or stop someone from doing something:

Türkçe Anlamı: Önlemek

Örnek Cümle
The rules are intended to prevent accidents.
Kurallar kazaların önlenmesi amacıyla konulmuştur.

Derive

İngilizce Anlamı: To get something, especially an advantage or a pleasant feeling, from something

Türkçe Anlamı: Sağlamak, elde etmek

Örnek Cümle
Many students derived enormous satisfaction from the course.
Birçok öğrenci bu kurstan çok büyük memnuniyet sağladı.

Conclude

İngilizce Anlamı: To decide that something is true after considering all the information you have

Türkçe Anlamı: Sonuçlandırmak

Örnek Cümle
The report concluded that the school company be closed immediately.
Raporun sonucuna göre şirket kısa zamanda kapanacak.

Withdraw

İngilizce Anlamı: To stop taking part in an activity, belonging to an organization etc, or to make someone do this

Türkçe Anlamı: Geri almak, geri çekmek

Örnek Cümle
A leg injury forced her to withdraw from the competition.
Bacağı sakatlanınca yarışmadan çekilmek zorunda kaldı.

Undermine

İngilizce Anlamı: To gradually make someone or something less strong or effective

Türkçe Anlamı: Temelini düşürmek, önemini azaltmak

Örnek Cümle
The constant criticism was beginning to undermine my confidence.
Sürekli devam eden eleştirilerle güvenimi kaybetmeye başlıyordum.

Assess

İngilizce Anlamı: To make a judgment about a person or situation after thinking carefully about it.

Türkçe Anlamı: Değer biçmek, belirlemek

Örnek Cümle
The technique is being tried in classrooms to assess what effects it may have.
Etkisinin değerinin belirlenmesi için bu teknik sınıflarda kullanılıyor.

Undertake

İngilizce Anlamı: To accept that you are responsible for a piece of work, and start to do it

Türkçe Anlamı: Üstlenmek, yüklenmek

Örnek Cümle
He undertook to pay the money back in seven months.
Parayı yedi ay içinde geri ödemeyi üstlendi.

Safeguard

İngilizce Anlamı: To protect something from harm or damage

Türkçe Anlamı: Temin etmek, korumak

Örnek Cümle
We are working on a technology that will safeguard the environment
Çevreyi koruyacak bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz.

Outstandingly

İngilizce Anlamı: Extremely well.

Türkçe Anlamı: Mükemmel şekilde

Örnek Cümle
My sister performed outstandingly well in her examinations last year.
Kız kardeşim geçen sene sınavlarda mükemmel bir performans gösterdi.

Nervously

İngilizce Anlamı: Doing something in a worried way

Türkçe Anlamı: Sinirli bir şekilde

Örnek Cümle
He was waiting for his wife at the bus statiton nervously.
Sinirli bir şekilde otobüs durağında karısını bekliyordu.

Sensitively

İngilizce Anlamı: In a sentivise way

Türkçe Anlamı: Duyarlı bir şekilde

Örnek Cümle
My mum listens to me sensitively when I tell her a problem.
Ona ne zaman bir problemimden bahsetsem annem beni duyarlı bir şekilde dinler.

Sensitively

İngilizce Anlamı: In a sensitive way

Türkçe Anlamı: Hassas bir şekilde

Örnek Cümle
Please handle this issue sensitively.
Lütfen bu konuyu hassas bir şekilde ele alın.

Loosely

İngilizce Anlamı: Not confined or restrained; free; unbound

Türkçe Anlamı: Gevşek bir şekilde

Örnek Cümle
The screws were attached to the wood loosely.
Vidalar tahtaya gevşek bir şekilde iliştirilmiş.

Extremely

İngilizce Anlamı: To a very great degree

Türkçe Anlamı: Aşırı derecede

Örnek Cümle
Earthquakes are extremely difficult to predict.
Depremleri tahmin etmek aşırı derecede zordur.

Reklam