Episode 20 - A Date by the River
Bölüm - 20 Nehir kıyısında randevu
Helen: Michal, o nehir gezisi çok güzeldi.
Michal: Ünlü binaların hepsi hoş görünüyordu değil mi?
Helen: Evet, Big Ben, House of Parliament ve London Eye‘ın hepsi kış güneşinde çarpıcı görünüyordu, değil mi?
Michal: Senin de kış güneşinde çok sevimli göründüğünü bilmelisin.
Helen: Michal, çok tatlısın.
Michal: Bu doğru. Çok güzelsin Helen.
Helen: Sen de çok çekicisin.
Michal: Doğru olabilir ama aniden beni biraz deniz tuttuğunu fark ettim.
Helen: Rengin kaçmış biraz. Kusmayacaksın değil mi?
Michal: Evet, iyi hissetmiyorum. Sanırım hasta olacağım.
Helen: Kötü bir şey mi dedim?
Helen: Oh Michal, that river cruise was fantastic.
Michal: It was lovely seeing all those famous buildings, wasn't it?
Helen: Yes, Big Ben, the Houses of Parliament and the London Eye all looked so impressive in the winter light, didn't they?
Michal: You look lovely in the winter light too you know.
Helen: Oh Michal, you?re so sweet.
Michal: It's true. You?re beautiful Helen.
Helen: You?re quite a hunk yourself, you know.
Michal: That might be true but suddenly I'm feeling a little sea-sick.
Helen: You do look a bit green. You?re not going to throw up, are you?
Michal: Oh yes, I don't feel well. I think I'm going to be sick.
Helen: Was it something I said?
Reklam