Present Perfect Continuous Tense, Present Perfect Tense'e çok yakın bir zamandır ve iyi anlaşılması için bu iki zaman kıyaslanarak anlatılacaktır. Bu zaman da Türkçe'de yoktur ve bu yüzden öğrenilmesi diğer zamanlara kıyasla biraz daha zordur.
Aşağıda Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous arasındaki farklar verilmiştir. Lütfen açıklamaları dikkatli bir şekilde okuyun ve örnekleri anlamaya çalışarak inceleyin.
► Present Perfect Continuous Kullanım 1
Present perfect simple bir işin tamamlandığını veya tamamlanan sonucunu belirtir. Present perfect contininuous yapmakta olduğumuz eylemin kendisini belirtir. Aşağıdaki örnekler karşılaştırın.
Examples;
- I have repaired the car. We can drive it now. (Arabayı tamir ettim. Artık sürebiliriz.)
- I have been repairing the car. That‘s why my hands are greasy. (Arabayı tamir ediyordum. Bu yüzden ellerim yağ içinde.)
- She has made five cakes. (Beş tane pasta yaptı.)
- She is in the kitchen. She has been making cake. (O mutfakta. Pasta yapmakta.)
- How many cigarettes have you smoked this morning? (Bu sabah kaç tane sigara içtin?)
- What's that smell? Have you been smoking? (Bu koku ne? Sigara mı içiyordun?)
► Present Perfect Continuous Kullanım 2
Geçmişte başlayan, hala devam eden ve henüz tamamlanmamış eylemlerden bahsederken, eğer eylemin ne kadar zamandır sürdüğünü vurgulamak istiyorsak hem Present Perfect Tense, hem de Present Perfect Continuous Tense kullanabiliriz. İki zaman arasında böyle kullanımlarda herhangi bir fark yoktur.
Examples;
- Her sister has lived here since 1992. (Kız kardeşi 1992'den beri burada oturuyor.)
- Her sister has been living here since 1992. (Kız kardeşi 1992'den beri burada oturuyor.)
- How long have they played in this room? (Ne kadar zamandır bu odada oynuyorlar?)
- How long have they been playing in this room? (Ne kadar zamandır bu odada oynuyorlar?)
► Present Perfect Continuous Kullanım 3
Aynı durumda olan olayların ne kadar zamandır olduğundan bahsetmek için de Present Perfect Continuous kullanılabilir. Olay bitip bitmediği bu durumda önemli değildir.
Examples;
- She has been reading this book. (-Bir müddettir - bu kitabı okuyor ).
- The mechanic has been repairing my car. (Tamirci -bir süredir- arabamı tamir ediyor?)
Fakat aynı durumda olan olayların ne kadar zamandır olduğu bahsedilmediği zaman, Present Perfect kullanılırsa, olayın tamamlanmış olduğu anlaşılır.
- She has read this magazine. (Bu dergiyi okudu.) - Okuma işi bitmiş.
- The mechanic has repaired my washing machine. (Tamirci çamaşır makinemi tamir etti.) - Tamir işi bitmiş.
► Present Perfect Continuous Kullanım 4
Kesintisiz bir şekilde devam eden olaylar Present Perfect Continuous ile anlatılır.
Fakat yapılan eylemin kaç kere yapıldığını, miktarını veya kaç tane olduğunu söylemek için Present Perfect Tense kullanırız.
Examples;
- I have been washing cars for five hours. (Beş saattir araba yıkıyorum.)
- I have washed five cars for five hours. (Beş saatte beş araba yıkadım.)
- She has been walking since she got up. (Kalktığından beri yürüyor.)
- She has walked quite a long way since she got up. (Kalktığından beri bayağı yol yürüdü.)
- They have been quarrelling since breakfast. (Kahvaltıdan beridir kavga ediyorlar.)
- They have quarrelled three times this morning. (Bu sabah üç kez kavga ettiler.)
- How long have you been talking on the phone? (Ne kadar zamandır telefonda konuşuyorsun?)
- How many people have you telephoned? (Kaç kişiye telefon ettin?)
► Present Perfect Continuous Kullanım 5
Present Perfect Continuous Tense ayrıca geçmişte başlayan ve yakın geçmişe kadar devam eden eylemleri ifade eder. Bu şekilde kullanırken çoğu zaman eylemin şimdiki zamanda görülen etkileriyle bağlantı kurulur.
Examples;
- He has been drinking beer. (Bira içmiş.)
Bu cümleyi kurabilmek için, kendisinden bahsettiğimiz kişinin elinde bira şişesinini olmasına gerek yoktur. Yanında boş duran şişeler, yüzünün kırmızılığı veya ağzının içki kokması, yakın geçmişte biten bir eylemin etkileri olarak görülür ve bu cümle Present Perfect Continuous Tense ile kurulur.
- A: Why are you so wet? (Niçin bu kadar ıslandın?)
B: It has been raining outside and I've just arrived home. (Dışarıda yağmur yağıyordu ve ben eve yeni geldim.)
Bu örnekte de yağmurun devam edip etmemesi önemli değildir. Önemli olan konuşan kişinin ıslanmasına neden olan şeyin yağan yağmur olmasıdır.
- What have you done in the classroom? (Sınıfta ne yaptın?)
Bu örnekte bir kişiye sınıfta ne yaptığı soruluyor ve herhangi bir gizli anlam taşımıyor.
- What have you been doing in the classroom? It's in a mess. Have you been searching for something?
(Sınıfta ne yapıyordun? Etraf karmakarışık. Birşey mi arıyordun?)
Bu cümlede ise yine odada ne yaptığı soruluyor ancak aslında etrafın niçin dağıldığı sorulmak isteniyor.)
► Present Perfect Continuous Kullanım 6
Aşağıdaki örnekleri inceleyin. Bu örneklerde de göreceğiniz gibi, Present Perfect Tense biten bir eylemi açıklıyor. Present Perfect Continuous ise meydana gelen sonucun sebeplerini açıklıyor.
Examples;
A: Why is he tired? (O niye yorgun?)
B: Because he has been running. (Çünkü koşuyordu.)
- I've been washing the dishes. That's why my hands are wet. (Bulaşıkları yıkıyordum. Bu yüzden ellerim ıslak.)
- What's that smell? Have you been smoking? (Bu koku ne? Sigara mı içiyordun?)
- Ahmet has cut his finger. Because he's been peeling onious and chopping them up. (Ahmet parmağını kesti. Çünkü soğan soyuyor ve doğruyordu.)
► Present Perfect Continuous Kullanım 7
Bir kerede yapılıp bitirilen işlerin hala devam etmekte olduğunu anlatmada Present Perfect Continuous kullanılır. Süreklilik ifade etmeyen, bir kerede yapılıp bitirilen işlerin anlatılmasında Present Perfect kullanılır.
Examples;
- You have been looking for that pen all morning. Haven't you found it? (Bütün sabahtır o kalemi arıyorsun. Bulamadın mı?)
- You have been cleaning the room since breakfast. I think you have nearly finished. (Kahvaltıdan beri odayı temizliyorsun. Sanırım hemen hemen bitirmişsindir.)
- The sparrow has been making a nest in that tree for three days. (Şu serçe üç gündür şu ağaca yuva yapıyor.)
Mother has been cleaning the room since 8 o'clock. (Annem sabah 8'den beri odayı temizliyor.)