Türkçe'de genelde “keşke” olarak çevrilen ve dilek ve temennilerden bahsedilirken kullanılan kalıptır.
► Wish/If Only + Past Tense
Bu kalıp eğer past tense ile birlikte kullanılırsa geçmişten bahsetmez, şimdiki zamanlı anlamlar için kullanılır. Ayrıca bu kalıpta was yerine genede were kullanılır. Aşağıdaki örnekleri inceleyin.
Examples;
- I wish I were more handsome. (Keşke daha yakışıklı olsaydım.)
- If only I had a car! (Keşke bir arabam olsa.)
- She wishes she could swim. (Yüzebilmeyi çok istiyor / diliyor)
- I wish I were in Antalya now. (Keşke şimdi Antalya'da olsaydım.)
- If only the school weren't so far! (Keşke okul bu kadar uzak olmasaydı.)
- I wish I had a lot of money. (Keşke çok param olsa.)
- I wish my father were here now. (Keşke babam şimdi burada olsa.)
- I wish he helped me. (Keşke bana yardım etse.)
- I wish my wife could drive. (Keşke karım araba kullanabilse.)
- I wish I were better. (Keşke daha iyi olsam.)
- He wishes he knew the answer. (Keşke cevabı bilsem diyor.)
► Wish/If only + past perfect
Bu kalıp eğer past perfect tense ile birlikte kullanılırsa geçmişle ilgili dileklerden bahseder. Aşağıdaki örnekleri inceleyin.
Examples;
- I got a low mark from maths. I wish I'd studied harder. (Matematikten zayıf aldım. Keşke daha çok çalışsaydım.)
- You've broken the vase. If only you'd been more careful! (Vazoyu kırdın. Keşke daha dikkatli olsaydın.)
- I wish I hadn't sold that car. (Keşke o arabayı satmasaydım.)
- I wish they had left earlier. (Keşke daha erken ayrılsaydılar.)
- I wish I had given him the money. (Keşke parayı ona verseydim.)
- I wish I had been more careful. (Keşke daha dikkatli olsaydım.)
- He wishes he hadn't stolen the money. (Keşke parayı çalmasaydım diyor.)
► Wish + would
Konuşan kişinin şu andaki bir durumla ilgili memnuniyetsizliğini, kızgınlığını veya gelecekte bir değişiklik olmasını istediğinde kullanılır. Bu kalıpta bir özne, would ve fiilin birinci hali kullanılır. Ancak bu kalıpta would'dan önce I ve we özneleri kullanılmaz.
Examples;
- I wish you wouldn't ask me so many questions. (Keşke bana bu kadar çok soru sormasan.)
- I wish it would stop raining. (Keşke yağmur dursa.)
- I wish they wouldn't make so much noise. (Keşke bu kadar çok gürültü yapmasalar.)