Superlative yapı, Türkçe’deki "en" ifadesinin karşılığıdır. Yapılması, mukayese sıfatlarından farklıdır.
- My sister is the most beautiful girl in her class. (Kızkardeşim sınıfındaki en güzel kızdır.)
Sıfatlar superlative formda kullanılırken bazı kurallara uygun olarak ekler alırlar. Aşağıda bu durumlar açıklanmıştır.
► Bir heceli sıfatlara “-est” eklenir.
- You are the richest man in this company. (Sen bu şirketteki en zengin adamsın.)
- That man is the fattest man I have ever seen. (Şu adam şimdiye kadar gördüğüm en şişman adamdır.)
- This is the cheapest raincoat in my shop. (Bu dükkandaki en ucuz yağmurluktur.)
- Cheetah is the fastest animal in the world. (Çita dünyadaki en hızlı hayvandır.)
► İkiden fazla heceli sıfatlarda “most” kelimesi sıfatlardan önce getirilir.
- Mr. President is the most successful politician in the world. (Başkan dünyadaki en başarılı siyasetçidir.)
- Our teacher is the tallest man in our school. (Öğretmenimiz okuldaki en uzun kişidir.)
- The armchair is the most comfortable piece of furniture in the room. (Koltuk odadaki en konforlu mobilyadır.)
- Her story is the most unbelievable one I’ve ever heard. (Onun hikayesi şimdiye kadar duyduğum en inanılmaz olandır.)
► İki heceli sıfatların bazılarına “-est” takısı eklenir, bazılarından önce ise most kelimesi getirilir. Hangi sıfata hangi eki getireceğimize karar verebilmek için aşağıdaki kurallar uygulanır.
Sonunda “-y” harfi bulunan sıftlar “-est” takısı alır, “-y” ise “-ie”‘ye dönüşür.
- In my class the prettiest girl is Ayşe. (Sınıfımda en güzel kız Ayşe’dir.)
- Chimpanzee is the happiest animal in the National Park. (Şempanze Milli Park’taki en mutlu hayvandır.)
► Bazı iki heceli sıfatlarla hem -est takısı eklenerek ve hem de başına most kelimesi getirilerek kıyaslama yapılabilir. Bunlar -ow, -er ve -le heceleriyle biten sıfatlar ile, handsome, polite, tired, quiet, pleasant, stupid, cruel, wicked, common kelimeleridir.
- The poor woman has the hollowest / the most hollow cheeks I’ve ever seen. (Fakir yaşlı kadın hayatımda gördüğüm en çökük yanaklara sahip.)
- The apricot tree is the gentlest / most gentle tree in my garden. (Kayısı ağacı bahçemdeki en nazik ağaçtır.)
► “En” türünden olan kıyaslamalarda sıfattan önce the veya my, his türünden belirleyiciler getirilmelidir.
- She is my best friend. (O benim en iyi arkadaşım.)
- We are the best team in the city. (Biz şehirdeki en iyi takımız.)
► Şimdiye kadar bahsediln kuralların hiçbirine uymayan ve tamamen kuralsız bir biçimde işlem gören sıfatlar vardır ve bunlar tamamen ezberlenmelidir.
good (iyi) - better (daha iyi) - the best (en iyi)
bad (kötü) - worse (daha kötü) - the worst (en kötü)
little (az) - less (daha az) - the least (en az)
much (çok) - more (daha fazla) - the most (en fazla)
far (uzak) - further / farther (daha uzak) - the furthest (en uzak)