COULD
Could birkaç farklı şekilde kullanılabilir.
► Bazı durumlarda can yardımcı fiilinin geçmiş hali olarak kullanılır.
- Listen! I can hear footsteps. (Dinlesene! Ayak sesleri duyabiliyorum.)
- I listened and I could hear footsteps. (Kulak kabarttım ve ayak sesleri duyabildim.)
► Could aynı zamanda şimdi veya gelecekle ilgili muhtemel eylemlerden bahsedilirken kullanılır. Özellikle karşı tarafa bir şey önerirken de could kullanılabilir.
- The phone is ringing. It could be John. (Telefon çalıyor. John olabilir.)
- I don't know when they'll be here. They could arrive at any time. (Ne zaman burada olacaklarını bilmiyorum. Her an gelebilirler.)
A: What shall we do this evening? It's raining outside. (Bu akşam ne yapsak? Yağmur yağıyor?)
B: We could go to the cinema. (Sinemaya gidebiliriz.)
- It is sunny outside. We could go to the beach. (Dışarısı güneşli. Plaja gidebiliriz.)
Yukarıdaki örneklerde can de kullanılabilir, ancak could ile kıyaslandığında can daha kesinlik ifade eder.
► Could aynı zamanda herhangi bir şeyin şimdi veya gelecekte muhtemel olduğunu vurgulamak için kullanılır.
COULD HAVE DONE
► Could ile could have done arasında anlam olarak fark vardır. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz.
- I'm so tired. I could sleep for a week. (O kadar yorgunum ki. Bir hafta uyuyabilirim.) - Şimdi
- I was so tired. I could have slept for a week. (O kadar yorgundum ki. Bir hafta uyuyabilirdim.) - Geçmiş
► Could have done genellikle geçmişte gerçekleşmesi muhtemel olan ama gerçekleşmeyen eylemler için kullanılır.
- Why did you stay at a hotel when you went to New York? You could have stayed with John. (New York'a gittiğinde niye otelde kaldın. John'la kalabilirdin.)
- Jack fell off a ladder yesterday but he's all right. He's lucky - he could have hurt himself. (Jack dün merdivenden düştü ama iyi. Çok şanslı, bir yerini incitebilirdi.)