He fell asleep although the TV was on. Televizyon açık olduğu halde, o (erkek) uyudu.
He stayed a while although it was late. Geç olduğu halde, o (erkek) daha oturdu.
He didn't come although we had made an appointment. Kararlaştırdığımız halde, o (erkek) gelmedi.
The TV was on. Nevertheless, he fell asleep. Televizyon açıktı. O buna rağmen uyudu.
It was already late. Nevertheless, he stayed a while. Geç olmuştu. O buna rağmen daha oturdu.
We had made an appointment. Nevertheless, he didn't come. Kararlaştırmıştık. O buna rağmen gelmedi.
Although he has no license, he drives the car. O, sürücü belgesi olmadığı halde araba kullanıyor.
Although the road is slippery, he drives so fast. O, yol ıslak olduğu halde hızlı gidiyor.
Although he is drunk, he rides his bicycle. O, sarhoş olduğu halde bisiklet ile gidiyor.
Despite having no licence / license (am.), he drives the car. Onun sürücü belgesi yok. Buna rağmen araba kullanıyor.
Despite the road being slippery, he drives fast. Yol ıslak. Buna rağmen çok hızlı gidiyor.
Despite being drunk, he rides the bike. O, sarhoş. Buna rağmen bisiklet ile gidiyor.
Although she went to college, she can't find a job. O, üniversite bitirdiği halde iş bulamıyor.
Although she is in pain, she doesn't go to the doctor. O, ağrıları olduğu halde doktora gitmiyor.
Although she has no money, she buys a car. O, parası olmadığı halde araba alıyor.
She went to college. Nevertheless, she can't find a job. O, üniversite bitirdi. Buna rağmen iş bulamıyor.
She is in pain. Nevertheless, she doesn't go to the doctor. Onun ağrıları var. Buna rağmen doktora gitmiyor.
She has no money. Nevertheless, she buys a car. Onun parası yok. Buna rağmen bir araba satın alıyor