Türkish English başlığıyla internette bir çok geyiğe kaynak olan konu aslında İngilizce eğitimi için önemli bir durumdur.
Çünkü Türkçe düşünerek İngilizce üretilen cümleler veya kalıplar, aslında neyi yapmamamız gerektiğini haykırmaktadır. Çok klişe olacak ama bu yüzden gülerken, bir yandan da düşünmemiz iyi olur.
Eğer yanlış bir yerde veya kişiden İngilizce eğitim alıyorsanız, bunun en büyük göstergesi Türkçe düşünerek İngilizce konuşmaya çalışmanız olur.
Bunun sonucunda da aşağıda internette bolca kahkaha atarak okuduğumuz şu cümleler ortaya çıkar;
Chese observation: Peynirli gözleme
Leave the door December: Kapıyı aralık bırak
She is such a mother’s eye girl : O ne anasının gözü bir kızdır
Chicken translation: Piliç çevirme
Tea January: Çay ocağı
Zaten bol miktarda gördüğümüz bu örnekleri çoğaltıp sizi sıkmak istemiyorum. Biz en iyisi bu cümleler nasıl ortaya çıkıyor, ona bakalım…
İşte size Türkish-English üretmeye sebep olacak 5 durum;
Eğer İngilizce öğretmeniniz dersi, “Evet arkadaşlar, demek ki neymiş? Present perfect tense geçmişte başlayan ama etkisi hala devam eden eylemler için kullanılıyormuş,” şeklinde anlatıyorsa, çok değil birkaç hafta içinde siz de Türkish-English listesine yeni, bol kahkahalı eserler kazandırabilirsiniz.
Sadece çeviri yaparak İngilizce çalışıyorsanız, beyniniz tamamen Türkçe referans sistemiyle çalışır. Ve bir cümleyi kurmadan önce mutlaka önce Türkçesini kurar, ondan sonra çeviri yaparsınız. Bu sistem de Turkish-English örnekleri için çok verimli bir ortam sağlar.
Sürekli gramer çalışırsanız, yaşayan dilden giderek uzaklaşırsınız ve sadece dilin fiziğiyle uğraşmış olursunuz. Bir süre sonra da İngilizceyi matematik gibi görmeye başlar ve konuşmak veya yazmak için kendinizce formüller üretirsiniz. Ve bu durumda da manaya odaklanmayı bırakıp sadece yapıya odaklandığınız için garip cümleler kurabilirsiniz. Yani bu cümle active mi olacak yoksa passive mi diye düşünürken, pat diye “Sana çok kırıldım” demek için “I am very broken to you” diyebilir ve rezil olabilirsiniz.
Sözlük okuyarak İngilizce öğrenmeye çalışanlar da bir süre sonra İngilizce üretirken Türkçeyi temel almaya başlarlar. Bu yüzden sözlük yerine İngilizce kitap okuyun, sözlüğü sadece anlamadığınız yerleri anlamak için kullanın.
İngilizceyi eğer sadece ders kitaplarından öğrenmeye çalışırsanız, bir süre sonra mecburen Türkçe düşünmek zorunda kalırsınız. İngilizce film, dizi seyretmeyen veya gazete, dergi okumayan kişiler İngilizce üretemez veya üretirken illa Türkçeyi referans almak zorunda kalırlar. Çünkü bir dilin oluşması için, o dilde bir düşünce yapısının oluşması gerekir. Düşünce yapısının oluşması da, o dille ilgili ne kadar girdi olduğuna bağlıdır. Normalde sadece gramer çalışan bir kişi, “I love you” cümlesini “Seni severim” diye çevirme eğilimindedir. Ama çok duyduğu için geniş zamanla ilgili bu kural aklına bile gelmez. Ama bu kadar çok duymadığı bir cümleyi çevirirken, mutlaka Türkçeye yanaşır ve önce oradan çeviri yapar.
Anlıyorum Ama Konuşamıyorum, e-Beveyn Olmak, Şimdi Gözlerini Açabilirsin kitaplarının yazarı.